TÜBİTAK 2232 Milletlerarası Başkan Araştırmacılar Programı tarafından desteklenen Türk bilim insanlarının; Amerikan Kimya Derneği’nin prestijli dergisi JACS’da yayınlanan araştırmalarıyla başarılarına bir yenisini daha ekledikleri öğrenildi.
Harvard’dan Türkiye’ye gelen Dr. Emrah Eroğlu ve grup arkadaşları; SABITA Yöneticisi Prof. Dr. Gürkan Öztürk, REMER Yöneticisi Mehmet Şerif Aydın, Post-Doktora Araştırmacıları Tuba Akgül Çağlar ve Esra Işık Yiğit, Doktora öğrencisi Şeyma Çimen, yüksek lisans öğrencileri Seyed Mohammad Miri ve Asal Ghaffari Zaki’nin “Development of a Chemogenetic Approach to Manipulate Intracellular pH” başlıklı çalışması Amerikan Kimya Derneği’nin JACS mecmuasında yayınlandı.
Bu çalışma ile gerekli tüm kaynaklara ve uzmanlığa sahip olan Türk öğrenci ve araştırmacıların etkileyici yetenekleri tekrar ortaya çıktı.
Beyin damar sisteminden kaynaklı nörolojik bozukluklar üzere sıkıntıları önleyebilmek emeliyle çalışmalarını yürüten Eroğlu ve grubu, üzerine çalıştıkları metot ile hücrelerin içindeki asiditeyi hassas bir biçimde ayarlayabilme ve birebir vakitte görüntüleme hüneri sunan bir teknoloji geliştirdi.
Asal Ghaffari Zaki – Yüksek lisans öğrencisi
‘Bilim dünyasında bir prensip imza attık’
Çalışmanın başyazarı ve mucidi olan Emrah Eroğlu’nun nezareti altında yüksek lisans çalışmalarına devam eden konuk araştırmacı Asal Ghaffari Zaki şöyle anlatıyor: “Bilim dünyasında birinci kere hücre içinde belli bölgeleri hedefleyip pH istikrarını değiştirmeyi başardık ve bir unsur imza attık. Bu, bir paketi direkt bir binadaki makul bir odaya teslim etmek üzere bir şeydir. Bu biçimde, hücrenin farklı bölgelerindeki asitlik değişimlerini hem manipüle edebiliyoruz hemde gözlemleyebiliyoruz. pH-Kontrol’ün çeşitli deneylerde, bilhassa hudut hücreleri üzere karmaşık hücrelerde başarılı olması, asitlik düzeylerini incelemek ve yönetmek için yeni imkanlar sunar. Bunun ehemmiyeti, hücresel davranışın sırlarını açığa kavuşturmak için ve hastalıkları tedavi etmek için yeni imkanlara sahibiz artık.”
2019 yılında TÜBİTAK milletlerarası başkan araştırmacılar programı kapsamında yurda gelen ve sözkonusu çalışmaları İstanbul Medipol Universitesi’nde ve Sabancı Universitesi’nde yürüten Dr. Emrah Eroğlu, Türkiye’ye gelişinin akabinde pek çok muvaffakiyete imza atmaya devam ediyor.
Dr. Eroğlu: Bu çalışma Türkiye’nin bilimsel harikalığını ortaya koyuyor
‘Türkiye’de ‘geri dönmek’ isteyen araştırmacılar için ilham verici bir ortam sunuluyor’
Eroğlu, JACS’da yayınlanan ve çığır açan araştırmalarına dair konuştu: “Bu çalışma, Türkiye’nin bilimsel harikalığını ortaya koymakta ve coğrafik pozisyonun bilimsel ilerlemeyi engellemediğini kanıtlamaktadır. Bu muvaffakiyet, Türk bilim insanlarının yenilikçiliğini ve özverisini vurgulamakta ve çeşitli alanlarda gelecekteki ilerlemelere yol açmaktadır. Türkiye’nin bilim toplumu, global bilimsel ilerlemenin daha da katkı sağlamaya ve hepimizin faydasına olumlu değişiklikler yapmaya hazırdır. Yurda dönmek isteyen genç araştırmacılar için Türkiye, ilham verici bir ortam sunuyor. Ülkenize dönerek, bilimsel mesleğinizde yeni gayelere odaklanabilir, ülkenize ve toplumunuza bedelli katkılarda bulunabilirsiniz. Türkiye’nin süratle büyüyen bilim ve teknoloji alanında gelişmiş bir ekosistemi ve birçok takviye programı bulunmaktadır. Yurda dönmek, büyük keşiflere imza atma, inovasyonlar geliştirme ve geleceğin bilim beşerlerine ilham kaynağı olma fırsatı sunar. Birebir vakitte kültürel kökenlerinize yakın olma ve ailenizle daha sıkı bağlar kurma imkanınızı da artırır. Ülkenize dönerek, Türkiye’nin bilimsel muvaffakiyet kıssalarına katılmak ve ülkenizin bilim ve teknoloji alanındaki büyümesine katkıda bulunmak için heyecan verici bir adım atabilirsiniz.”
Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki muvaffakiyetleri, genç araştırmacıları motive etmeye devam ederken, sağlanan takviyeler ve imkanlar, araştırmacıların bilimsel ilerlemeye katkı sağlamasını mümkün kıldığı görülmekte.
Yurda dönen genç yetenekler, ülkelerinin bilim ve teknoloji kesimindeki büyümesine katkıda bulunurken, Emrah Eroğlu ve takımının muvaffakiyet öyküsü üzere örneklerin; Türkiye’nin gelecekteki bilimsel keşiflerine ilham vererek ülkemizin bilim dünyasında daha da öne çıkmasına katkı sağladığı anlaşılıyor.
