Sahil Güvenlik Komutanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Yunanistan makamları tarafından yapılan açıklamalar doğrultusunda, “31 Ekim’de Sisam Adası güneyinde denizde kaybolan 8 şahsın bulunması gayesiyle gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetleri esnasında Türk Kıyı Güvenlik Botu tarafından Yunan sorumluluk alanına ve kara sularına girilerek tehlikeli hareketler yapıldığı, silah gösterildiği ve arama kurtarma operasyonunun zorlaştırıldığı” yönünde Yunan haber sitelerinde ve toplumsal medyasında temelsiz argümanların yer aldığı belirtildi.
Söz konusu olaya ait bilgilere yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“31 Ekim’de Sisam Adası güneyinde kayıp şahısların bulunması gayesiyle Yunanistan ve FRONTEX ögeleri tarafından arama kurtarma faaliyeti icra edildiğinin tespit edilmesi üzerine, milletlerarası sularda ve Türk arama kurtarma bölgesi içerisinde arama kurtarma faaliyeti icra etmek niyetiyle derhal bir Kıyı Güvenlik Botu görevlendirilmiştir. Yunanistan ve FRONTEX ögeleri tarafından icra edilen arama kurtarma faaliyetlerinde, 1979 Hamburg Denizde Arama ve Kurtarma Milletlerarası Kontratı kararları mucibince, iş birliğine ve dayanak vermeye hazır olunduğu Yunanistan makamlarına bildirilmiş lakin Yunanistan makamları tarafından Türk Kıyı Güvenlik ögelerinin yardımına muhtaçlık duymadıkları yanıtı alınmıştır.”
Sisam Adası güneyinde 1 Kasım saat 11.20’de arama kurtarma faaliyetine iştirak eden St.Kitts&Nevis bayraklı “PETRO BULK-1” isimli ticari gemi tarafından deniz üzerinde bir cansız vücut tespit edildiği kaydedilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Sahil Güvenlik Botu tarafından bahse bahis mevkiye intikal edilmiştir. Tespit edilen cansız vücut saat 11.35’te denizden alınarak gerekli süreçlerinin yapılması amacıyla Kuşadası Limanı’na intikal ettirilmiştir. Söz konusu cansız vücudun denizden alınmasına mahzur olmak amacıyla Yunanistan’a ilişkin Rafnar sınıfı LS-1063 borda numaralı Kıyı Güvenlik Botu Türk Kıyı Güvenlik Botu’na çok fazla yaklaşmış, Yunan bot işçisi tarafından Türk Kıyı Güvenlik çalışanına silah doğrultulmuş, bunun üzerine Türk Kıyı Güvenlik çalışanı tarafından da birebir formda misliyle yanıt verilmiştir. Yunan makamları tarafından sav edildiğinin tersine, Türk Kıyı Güvenlik Botu tarafından bahse husus cansız vücut 1979 Hamburg Denizde Arama ve Kurtarma Milletlerarası Kontratı kararları yeterince Memleketler arası Denizcilik Örgütüne (IMO) deklare edilen Türk arama kurtarma bölgesi ve milletlerarası sular içerisinde alınmıştır.”
Türk Arama Kurtarma Bölgesi’nde memleketler arası sularda icra edilen ve tek amacı insan hayatını kurtarmak olduğu vurgulanan açıklamada, “Yunan Kıyı Güvenlik işçisi tarafından sergilenen halin milletlerarası hukuka ters olmasının yanı sıra tüm dünya kamuoyunun vicdanını yaralayacak düzeyde insan haklarına alışılmamış olduğu da son derece açıktır.” tabirlerine yer verildi.