Viyana’da Başbakan Karl Nehammer, Macaristan Başbakanı Orban ile bir ortaya geldi. Nehammer, ikili görüşmenin akabinde ortak basın toplantısında, iki ülke ortasındaki uygun komşuluk ilgileri ve ekonomik iş birliğine değindi.
Avusturya’dan ırkçı söyleme tepki
Macaristan’ın ülkesi için bilhassa güvenlik açısından kıymetli bir müttefik olduğunu belirten Nehammer, halihazırda yaşanan çeşitli meselelere ek olarak sistemsiz göç konusunun önemli bir sorun olduğunu, bu konuda Budapeşte’yle yakın iş birliği içinde çalıştıklarını lakin daha farklı bir stratejiye muhtaçlık duyulduğunu ileri sürdü.
Nehammer, Avusturya, Macaristan ve Sırbistan’ın sistemsiz göç konusunu ele almak için bir ortaya gelmesinin kıymetine işaret ederek, göç güzergahında bulunan bu iki ülkenin sonlarında ağırlaşan sistemsiz göçmenlere yönelik adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Başbakan Viktor Orban ise Nehammer’in ırkçılık ve antisemitizme ait tabirlerine katıldığını, ırkçılık ve antisemitizmle uğraşta ülkesinin ortaya koyduğu efora değindi.
Kendisini göç ve mülteci tersi olarak tanımlayan Orban, kullandığı tabirleri, biyolojik ya da ırk perspektifinden değil, kültür ve medeniyet anlayışı çerçevesinde ele alındığını belirterek, “Medeniyetimiz nasılsa o biçimde kalmalı.” diye konuştu.
Orban, ülkesinin sonlarını sistemsiz göçe karşı müdafaayı sürdüreceğini kaydederek, Macaristan ve Sırbistan’ın sonlarını gerektiği halde korumaması durumunda 100 bin sistemsiz göçmenin Avusturya’ya geleceğini ileri sürdü.
Savaş yönelik strateji değiştirilmeli
Rusya – Ukrayna savaşına da değinen Orban, NATO’nun dayanağıyla Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaştığını, bu metotla savaşın kazanılamayacağını belirterek, bu stratejinin değiştirilmesi gerektiğini söz etti.
Orban, “Strateji değişikliği olmadan barış gelmez, barış olmadan hiçbir sorunu çözemeyiz, güç (doğal gaz) alamayız ve bütün Avrupa Birliği (AB) bir tıp savaş iktisadına girer.” dedi.
Barış için adım atılmaması durumunda savaş iktisadıyla karşı karşıya kalınacağını bunun da önemli ekonomik problemler doğuracağını kaydeden Orban, “Burada bahis kaloriferleri birkaç derece kısmakla alakalı değil. Şayet ekonomik gerileme yaşanırsa, bu işsizlik oranlarını artırır, bu da bizi, ekonomik ve siyasi istikrar açısından önemli sıkıntılarla karşı karşıya getirir. Bu nedenle barış için her şeyi yapmamız gerekiyor. Bugün ki toplantıda Avusturya’yla paylaştığımız en kıymetli ileti buydu.” değerlendirmesini yaptı.
AB’nin yanılgılı stratejisi
“Bindiğimiz otomobilin 4 tekerleği de patlak. Birinci patlak teker, bu stratejiyle savaşı kazanacağımızı düşünmek, bu biçimde savaş kazanılamaz. İkinci patlak teker, Moskova’yı yaptırımlarla istikrarsızlaştırmak, bu da mümkün değil. Üçüncü patlak teker ise yaptırımlara karşın ekonomik sorun yaşamadan siyasi istikrarı sürdüreceğimiz görüşü. Bugüne kadar 4 hükümet yıkıldı, öbürleri de sırada bekliyor. Dördüncü patlak teker ise ABD’nin seçilmiş bir düşmana bütün dünyanın karşı durmasını sağlayabilecek durumda olduğunu düşünmek. Çin, Hindistan, Arap ülkeleri buna karşı, dünya bizim tarafımızda değil. Bu nedenle Macaristan olarak diyoruz ki bu strateji değiştirilmeli.”
Brüksel’in doğal gaz tasarrufu yahut hangi ülkenin ne kadar gaz depolayacağı ya da kullanacağına ait açıklamalarını olumsuz bulduğunu belirten Orban, ülkelerin gereksinimlerine ait kararları kendilerinin vermesi gerektiği görüşünde olduğunu söz etti.
“Doğal gaz ambargosundan kaçınılmalı”
Orban, ülkesinin AB’nin Rusya’ya yönelik aldığı bütün yaptırım kararlarına uyduğunu belirterek, “Şu an bir duvarın önünde duruyoruz. Bu duvarın ismi doğal gaz ambargosu. Birliğe tavsiyem bu duvara çarpamaması istikametinde. Şayet o denli olursa (doğal gaz ambargosu aksisi olarak) ben yalnız olmayacağım.” görüşünü paylaştı.
Rus Ortodoks Kilisesi başkanı Patrik Kirill’e yönelik yaptırım tekliflerine karşı olduklarını belirten Orban, bu durumun bilhassa Balkanlar’da önemli problemlere yol açacağını kelamlarına ekledi.