Dövizle borçlananlar için kritik uyarı: Vakit kaybetmeden ‘uyarlama’ talebinde bulunun

Türk lirasının son günlerde hızla değer kaybetmesi, her alanda olduğu gibi ticari iş sözleşmelerinin durumu hakkında soru işaretleri doğurdu. Uzmanlar, bunun sözleşme ilişkileri bakımından oldukça önemli sonuçlar getireceğini dile getirdi. Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Yeniocak, sözleşme konusu ürünlerin ya da hizmetlerin fiyatlarının hızla ve büyük oranlarda değişmesinin, tedarik sözleşmelerinin mevcut hâliyle sürdürülmesini güçleştirdiğini söyledi. Yeniocak, “Bundan birkaç ay önceki fiyatlara göre uzun süreli sözleşmeler imzalayan işletmelerin, yaşanan son ekonomik gelişmeler karşısında beklenmeyen ve büyük ölçekli zararlara uğramaları kaçınılmaz bir sonuç” dedi.

ÖZEL DÜZENLEME VAR

Bu durumla ilk kez karşılaşılmamasına rağmen son günlerde yaşanan dalgalanmanın istatistiklere göre sıra dışı ölçülerde olduğuna dikkat çeken ve sözleşme hukuku açısından yaşanabilecek durumlar hakkında uyarılarda bulunan Yeniocak, özellikle dövizle yapılan işlemlerde, işlemin yapıldığı tarih ile şimdiki tarih arasında TL’nin aşırı miktarda değer kaybetmiş olması ve TL ile yapılan işlemlerde de fiyatların hızla yükselmesinin, daha önce imzalanmış sözleşmelerden beklenen faydanın büyük oranda ve beklenmeyecek ölçüde boşa çıkması anlamına geldiğini söyledi. Yeniocak, “Bu durum, sözleşme hukukunda ‘uyarlama’ denilen davaların açılabilmesine imkan verir” diye konuştu.

Bugünlerde yaşanılan gerek dövizdeki hızlı ve yüksek oralardaki dalgalanma gerekse TL bazlı sözleşmelerdeki aşırı fiyat artışlarının önceden öngörmenin mümkün olmadığını belirten Yeniocak, bu tür öngörülemez sürpriz gelişmelerin borcun yerine getirilmesini aşırı derecede güçleştirdiğini belirtti. Yeniocak, sözleşmeden beklenen gelirin elde edileme-diği bu gibi durumlar için kanunda özel bir düzenleme olduğuna dikkat çekti.

VAKİT KAYBETMEYİN

Borçlar Kanunu’nun 138. maddesi’nin, bu tür beklenmeyen gelişmelerin yaşanması sebebiyle borcunu ifa etmekte aşırı derecede güçlük yaşayan kişilerin, mahkemeye başvurarak borcunun yapılandırılmasını yani ‘uyarlanmasını’ talep edebileceğini söyleyen Doç.Dr. Yeniocak, “Hatta bu maddenin son fıkrasında uyarlama davalarının, yabancı para ile borçlanan kişiler tarafından da açılabileceği özellikle vurgulanmıştır” dedi.

Bu noktada işletmelerin de süreci iyi takip ederek, vakit kaybetmemelerini öneren Yeniocak, borcun yerine getirilmesi bakımından aşırı güçlük yaşayan kişiler ve kurumlar, karşı tarafa bildirimde bulunarak dövizin ya da fiyatların aşırı yükselmesi durumunun ‘beklenmeyen hâl’ teşkil etmesi gerekçesiyle, borcun yeni duruma göre güncellenmesi, uyarlanması gerektiğini, bunun kabul edilmemesi hâlinde ise konunun mahkemeye taşınacağını bildirmelerinin faydalı olacağı uyarısında bulundu.

‘GEREKSİZ ZENGİNLEŞME’ VURGUSU

Konu hakkında görüşlerini paylaşan Avukat Cesim Parlak da şunları söyledi: “Dolarizasyon meselesi çok uzun yıllardır ülkenin gündeminde. 2001 ve 2008 yıllarında da Döviz kurlarında yükseliş yaşanmıştı. O dönemlerde de ‘öngrülemeyen’ artışlar nedeniyle hem bireysel hem de ticari işletmeler uyarlama davaları açmıştı. Açılan davalarda imzalanan sözleşmesi yeniden yapılandırılması talep edildi. Mahkemelerden tüketici lehine kararlar çıktı.

Şimdi de benzer bir durum yaşanıyor. Enflasyondan fazla yani öngörülemeyen bir artış durumu var döviz kurlarında. O yüzden şimdi de döviz ile sözleşme imzalayanlar mahkemeler başvurabilir. Bu başvurularda kendi özel durumlarının çok iyi ortaya konması gerekiyor. Döviz kurlarında yaşanan yükseliş nedeniyle kendi ticari hayatlarında ya da ekonomik durumlarında zorluk yaşadıklarını gösterirlerse, karşı tarafın da döviz kurlarında yaşanan yükselişle gereksiz zenginleştiğini iyi anlatırlarsa mahkeme bunu dikkate alacaktır.”

ÖDENMİŞ BORÇLAR İÇİN DE ŞANS VAR

Ödenmesinde güçlük yaşanmasına rağmen Borç harç da olsa ödeme yapılması durumunda, ödeme sırasında mutlaka ‘uyarlama davası açma hakkının saklı tutulduğunun’ muhataba bildirilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Yeniocak, “Böylece mahkemenin, uyarlama davasını kabul ederse, geriye dönük olarak tamamı ödenmiş borcun bir kısmının davacıya iadesi yönünde karar vermesi mümkündür” açıklamalarında bulundu. Yaşanan döviz dalgalanmasının, piyasanın aşırı derecede tedirgin olmasının, fiyat istikrarının tamamen kaybolması hâllerinin önceden hesaba katılabilecek, öngörülebilecek düzeyin çok ötesinde olduğunu dile getiren Yeniocak, “Bu sebeple, Kanunda bahsettiğimiz uyarlama kuralının uygulanması için şartların gerçekleştiğini kabul etmek gerekir. Açılan davaların da mahkemeler tarafından bu yönde değerlendirilmesi gerekir” dedi.

Haberler.com – Ekonomi Haberleri

Haberi Kaydet



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir