Geçtiğimiz günlerde faizle ilgili açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Enflasyonda maalesef arzuladığımız seviyede değiliz. Hedeflediğimiz büyümenin önkoşulu fiyat istikrarından geçiyor. Enflasyonla mücadele kararlılığımızı çok net bir şekilde gösteriyor, iç talep gelişmelerini çok yakından takip ediyor, gerektiğinde makro ihtiyati tedbirleri gecikmeden alıyoruz. Enflasyonla mücadelede kararlı olduğumuz sürece döviz kuru istikrara kavuşacak, ülke risk primi düşecektir” ifadelerini kullanmıştı.
“FAİZİ SAVUNAN ARKADAŞLARIMIZ KUSURA BAKMASINLAR”
Bu sözlerin ardından AK Parti’nin grup toplantısında faiz indirimiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden parti içindeki bazı isimlere yüklenmişti. Elvan’ın faizle ilgili sözlerine tepki gösterdiği söylenen Erdoğan, grup toplantısındaki konuşmasında, “Bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadelemi de sürdüreceğim” demişti.
BAKAN YARDIMCISI NEBATİ’NİN ADI GEÇİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra Bakan Elvan’ın görevinden alınacağı iddiaları kulisleri hareketlendirdi. Bakan Elvan’ın koltuğuna Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati‘nin oturacağı öne sürüldü.
“FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİ GEREKMEKTE”
Bu gelişmelerin ardından Bakan Yardımcısı Nebati’nin Twitter hesabından peş peşe attığı tweetler ise bir değişim olacağına yoruldu. Faiz konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı çizgide olan Bakan Yardımcısı Nebati tweetlerinde dikkat çeken ifadelere yer verdi. Faiz indirimin kararlı olduklarını vurgulayan Nebati, “Mevcut piyasa koşullarında politika faizinin enflasyonun altında tutulmasında herhangi bir sorun yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak için faizlerin arttırılması gerekirken, küresel salgının neden olduğu arz enflasyonunu azaltmak için faizlerin düşürülmesi gerekmektedir. ” dedi.
FAİZ İNDİRİMİNDE KARARLILIK
Nebati, “Son kur atağında reel sektörde türbülanslar yaşansa da ekonomimiz tüm gücünü korumaktadır. Nitekim yeni kurulan şirket sayısı geçen yıla göre artarken, kapanan ya da konkordato ilan eden şirket sayısı azalmaktadır. Karşılıksız çıkan çek oranları da tarihi dip seviyesindedir. 2013’ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamada kararlıyız. Milletimizin bağımsızlığı için verdiğimiz mücadelede olduğu gibi, bugün de Milletimiz ile elbirliği içinde ekonomimizin bu bağımsızlık mücadelesinden de Allah’ın izni ile zaferle ayrılacağız.” ifadelerini kullandı.
Bakan Yardımcısı Nebati’nin tweetleri şöyle:
“Türkiye Ekonomi Politiğini tüm ezber ve ön kabullerimizi bir yana bırakarak, bilimsel veriler ışığında netleştirelim ve bilgi karmaşasını ortadan kaldıralım. Türkiye ekonomisini sadece döviz kurunu baz alan dar bakış açısı yerine büyük bir pencereden değerlendirmemiz gerekiyor. Sadece faiz ve döviz kuru ikilisini esas alan bir makroekonomik yaklaşım yerine düşük faiz yüksek üretim hacmine dayanan temel politika ekseninde yüksek istihdam, yüksek ihracat, düşük cari açık ve düşük dış borç hedeflenmektedir.
“KUR BASKISINI AZALTACAĞIZ”
Düşük faiz avantajı ile birlikte ihracat artışından elde ettiğimiz geliri ithalatımızın en büyük kalemleri olan enerji, hammadde ve ara malı yatırımlarına yönlendireceğiz. Bu sayede hem enflasyon üzerindeki kur baskısını azaltacağız hem de istihdamın artmasını sağlayacağız.
Yakın ekonomik sürece baktığımızda 2019 yılında Çin’de başlayan Kovid-19 salgınına rağmen, IMF’ye göre, 2020 yılında G20’de büyüyebilen iki ekonomiden birisiyiz. Fakat herkesin bildiği gibi ekonomimizin en büyük sorunu cari açıktır. Bu da bizi hep dış borca bağımlı tutmuştur. Küresel salgın sonucu tedarik zincirlerinin aksadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu durum küresel çapta emtia, enerji ve navlun fiyatlarının fahiş oranlarda işlem görmesine neden olmuştur. Yani enflasyon sadece ülkemizde değil, küresel çapta ortaya çıkan dönemsel bir sorundur.
“ATAKLAR ZARAR VERMEZ”
Düşük faiz politikamız sonucu TL’ye yapılan manipülatif ataklar ekonomimize ciddi zararlar veremez. Örneğin; bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı yasal ve hedef oranın oldukça üzerindedir. Bunun yanında bankacılık kredilerinin geri dönüşlerinde hiçbir sıkıntı yoktur.
“MÜCADELE EDECEĞİZ”
Bu politikamıza yönelik manipülatif kur ataklarının olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunlarla mücadelede, tüm kesimlerin, bize dikte edilmiş “yüksek faiz, düşük enflasyon” politikasının yanlışlığını yapısal cari açık veren ülkemiz özelinde tekrar değerlendirmelerini öneriyorum. Sonuç olarak, pandemi sonrası dönemde de ülkemiz genç nüfusu, kalifiye işgücü, modern lojistik altyapısı, gelişen teknolojisi ve düşük faiz ortamı gibi birçok cazip yatırım olanaklarıyla istikrarlı bir şekilde kalkınmasını sürdürecek ve pozitif ayrışmaya devam edecektir.
??Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının 1 Aralık’ta yapılacağını bildirdi.
Sizce, asgari ücret ne kadar olacak?
— Haberler (@Haberler) November 25, 2021
Haberler.com – Ekonomi Haberleri
Haberi Kaydet